SPOR, TARİH VE TURİZM: ALANYA

Bu hafta tüm ekiple, Tanju Çolak, Devrim Çetin ve editörümüz Serkan Yetkin ile Alanya’daydık. Ben ilk kez geliyorum Alanya’ya. Bir taşla iki kuş vuracağım için mutluyum. Hem Albimo Alanyaspor-Antalyaspor maçını izleyeceğim hem de Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun ilk etabı olan Alanya-Alanya’yı takip etme imkanı yakalayacağım.

1

Cumartesi öğlen Alanya’ya indik.

Hava sıcak ama bulutlu, biraz da puslu. İlk olarak kalacağımız otele doğru yola koyuluyoruz. Eşyalarımızı bırakıyoruz ve hemen Albimo Alanyaspor Başkanı Hasan Çavuşoğlu ile buluşmak için tekrar yola düşüyoruz. Hasan Bey bizi Kaptan Balık Evi’nde bekliyor. Akşam 18:30’da oynanacak maç öncesi Antalyaspor yöneticileriyle bir araya gelecekler. Bu buluşma öncesi ilk olarak PTT 1. Lig Analiz ekibi olarak bizi konuk ediyor. Hem yemeklerimizi yiyoruz hem de takımla ilgili keyifli bir sohbet yapıyoruz. Çalışanların bize karşı ilgisi yoğun, bu sofraya da yansıyor. 🙂 Her şey çok leziz ama ben en çok balık çorbası ve avokado salatasına bayılıyorum.

10

Albimo Alanyaspor Başkanı Hasan Çavuşoğlu ile yemek ve sohbet.

Sohbetin bir noktasında Başkan, Tanju ağabeye dutlar oldu haberin olsun deyince yemeğin ardından kendimizi bir anda Alanya’nın tepelerinde buluyoruz. Gittiğimiz yer meyve ağaçlarıyla dolu. Tanju ağabeyle birlikte muşmula ve dut ağaçlarına dalıyoruz. Adeta çocuklar gibiyiz.

11

Yenidünya ya da Alanyalıların deyişiyle muşmula topluyoruz.

Eğlenceli dakikaların ardından istikamet Alanya Oba Stadyumu. Antalya derbisinde Albimo Alanyaspor ile Antalyaspor karşı karşıya gelecek. Play-off mücadelesini yakından ilgilendiren bir maç. 90 dakika sonunda gol sesi çıkmıyor ancak gol pozisyonlarıyla dolu kalecilerin ön plana çıktığı bir maç olarak hafızalarımıza keyifli bir karşılaşma olarak yerleşiyor.

9

Haberimiz yokmuş gibi çek panpa. 🙂 Gerçekten de haberimiz yok, telefonlarımız çalınca görüntüye geldiğimiz anlıyoruz.

Ertesi gün sabah erkenden kalkıp Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun startı için Alanya şehir merkezine geçiyoruz. Tanju ağabeyle vedalaştık. Pazar akşamı tv programı olduğu için onu İstanbul’a uğurladık. Bisiklet turuna Alanyalıların ilgisi büyük. Basın merkezinin balkonundan start/finish düzlüğünü ve tüm çevreyi izlemeye koyuluyorum. Sporcular 144.8 km uzunluğundaki ilk etapta kıyasıya bir mücadele içindeler. Büyük heyecana sahne olan finişte tekerlek farkıyla ünlü sprinter Mark Cavendish zafere ulaşıyor. Cavendish, 3 saat 17 dakika 58 saniye ile ilk gün sonunda turkuaz mayoyu da sırtına geçiriyor.

3

Basın merkezinin balkonundan yarışı takip ediyorum.

Yarışın ardından kendimizi Alanya’nın tarihi ve turistik mekanlarına atıyoruz. İlk durağımız Damlataş Plajı, ardından hemen yanı başındaki Damlataş mağarası ve sonrasında tepede yer alan Alanya Kalesi. Damlataj Plajı’nın Kleopatra için Mısır’dan getirildiğine inanılan kumlarına, Alanya Kalesi’nden hem Alanya’nın hem de Akdeniz’in destansı manzarasına ve Damlataş Mağarası’nın gizemli atmosferine hayran kalıyorum.

6

Damlataş Plajı ve Alanya Kalesi’nde günbatımını izliyoruz.

7

Serkan Yetkin ve Mehmet Uzun ağabeyle Damlataş Mağarası’ndayız. Devrim Çetin’in klostrofobisi olduğu için içeride fazla duramıyor.

Alanya’daki ikinci günümüz de güzel bir akşam yemeğinin ardından sona eriyor. Pazartesi sabahı kaldığımız otelden bizi yönetici Erdal Akgün alıyor. Kahvaltı için Alanya’yı tepeden gören bir noktaya doğru ilerliyoruz. Yeni açılan ve özellikle yerli halkın büyük ilgi gösterdiği, temiz, şık, ürünleri taze ve lezzetli olan Zencefil Cafe’ye geliyoruz. Burada diğer yöneticiler Albimo’nun sahibi Bilal Gömeç ve Mehmet Uslu ile bir araya geliyoruz. Harika bir Alanya manzarası eşliğinde güzel bir kahvaltı yapıyoruz. Biraz futbol biraz hayata dair keyifli bir sohbetin ardından onlarla da vedalaşma vakti.

 

4

Zencefil Cafe’de Erdal Akgün, Bilal Gömeç ve Mehmet Uslu ile birlikte.

Dönüş uçağımız Antalya’dan. Ancak bir kaç saat daha vaktimiz var. Yola koyulmadan önce mutlaka görmeden gitmeyin dedikleri Dim Çayı’na gidiyoruz. Bir doğa harikası. Eriyen kar sularının buz gibi yaptığı Dim Çayı, ormanın içinden Akdeniz’e kadar ilerliyor. Sağlı sollu tesisler var. Suyun içinde bile oturup çayınızı içerken ayaklarınızı serinletebileceğiniz oturma alanları mevcut. Ancak bu dönemde su halen buz gibi olduğu için buna cesaret edemiyorum. Su sesinin rahatlatıcı ortamında çayımızı içiyoruz. Artık yola koyulma vakti. 1,5 saatlik bir yol var önümüzde. Antalya’ya doğru uçağa binmek için yola düşüyoruz.

8

Sporla, tarihi ve turistik mekanlarıyla dopdolu 3 gün geçiriyoruz Alanya’da. Başkan Hasan Çavuşoğlu’na, yöneticiler Erdal Akgün’e, Bilal Gömeç’e, Mehmet Uslu’ya, işletmeci Bayram Alaşkan, tüm seyahat boyunca yanımızdan hiç ayrılmayan Mehmet Uzun’a, Alper kardeşime ve Gürbüz ağabeye sonsuz teşekkürler…

 

 

 

 

 

ÇOTANAKLARLA HAFTA SONU

Bu hafta sonu yolcululuk Doğu Karadeniz’e. PTT 1. Lig Analiz programından yorumcu arkadaşım Devrim Çetin ile birlikte istikametimiz Giresun. Cuma sabahı uçakla Trabzon’a gitmek için İstanbul Atatürk Havalimanı’nda buluşuyoruz. Uçağımız 1,5 saat rötarla kalkıyor. Neyse ki beklerken spor medyamızın yeni güzelliklerinden Socrates dergi ile tanışma fırsatı buluyorum. Sayfalarının o güzelim kokusundan, grafik tasarımına ve içeriğine kadar adeta beni benden alıyor. Bağış Erten, Caner Eler ve Onur Erdem ile birlikte emeği geçen, katkı veren herkesin eline sağlık. Spor medyasında çoğu güzel şeyin kısa sürdüğü bu coğrafyada girdikleri zorlu yolculukta kendilerine başarılar diliyorum.

socrates

1,5 saat rötar yapan uçağımızı beklerken Socrates dergiyi okumak çok iyi geldi.

13:00 dolaylarında Trabzon’a iniyoruz. Giresunspor Başkanı Mehmet Temel Bozbağ’ın şoförü Süleyman Gün kardeşim bizi karşılıyor. Trabzon’da hava serin, hafif yağmur çiseliyor. Vakit kaybetmeden Giresun’a doğru yola koyuluyoruz. Annemin memleketine yolum ilk kez düşüyor. Heyecanlıyım. Şehir merkezine doğru yol alırken dayımın çok modern bir yer sözleri aklıma geliyor. Aracımız sahil yolunda ilerlerken bir yandan Süleyman ile sohbet ediyor, bir yandan da Karadeniz’in hırçın dalgalarının kıyıya vuruşunu seyrediyorum.

Giresun’a varmamıza az bir süre kala Espiye’de mola veriyoruz. Güzel bir öğle yemeği yiyelim diyor Süleyman. Ne ben ne de Devrim buna hayır diyoruz, zira midemizde ziller çalıyor. Kukul Pide’nin önüne çekiyoruz arabayı. Kapıda Giresunspor’un yöneticileri Ercan Pamuk ve Mehmet Salih Kazancıoğlu ile idari menajeri Mustafa Aydın karşılıyor. Kendimizi bir anda sofranın başında buluyoruz. Pideler ardı ardına masaya geliyor. Açlıktan gözümüz dönmüş, hepsinin sırasıyla tadına bakıyoruz. 🙂

kukul pide

Hepsinin tadı harika ama sol alt taraftaki Yağlı’nın tadı bambaşka.

Yolu bu taraflara düşenlere mutlaka tavsiye ederim. Bol tereyağıyla hepsinin tadı ayrı güzel. Biraz ağır gelebileceğini düşünebilirsiniz ama kullandıkları tüm malzemeler doğal olduğu için karnınız doyduktan sonra midenize hiç bir rahatsızlık vermeyeceğini garanti edebilirim.

DSC_1343

Giresun taraflarına ilk kez gelenler Espiye’deki Kukul Pide’ye mutlaka uğrayın derim.

İşlem tamam. Giresun şehir merkezine doğru yola düşme vakti. Mustafa Aydın, Giresun kalesine çıkalım hem şehri yukarıdan görelim hem de sıcak bir şeyler içelim diyor. Kabulüz. Kukul pide deneyimimizden sonra siz ne derseniz yapmaya hazırız diyoruz. Yukarı tırmandıkça rüzgar daha sert esiyor, hava soğuyor. Ama üşümemize değiyor, çünkü muhteşem bir manzara bizi karşılıyor. Kuzeyde Karadeniz, doğumuzda ve batımızda şehir merkezi, güneyde de dağlar selam çakıyor adeta. Devrim’de yükseklik korkusu var bu yüzden biraz temkinli. Surların kenarından aşağıya bakınca insanın başı  dönmüyor da değil. Giresun kalesinin tarihi M.Ö. 2. yüzyıla kadar uzanıyor. Kurtuluş Savaşında büyük yararlılıklar gösteren ve Atatürk’ün koruma komutanlığını yapan Gazi Osman Ağa’nın (Topal Osman Ağa) mezarı da Giresun Kalesi’nde. Hikayesini Mustafa Aydın’dan dinliyoruz.

DSC_1345

DSC_1355

Giresun Kalesi’nde muhteşem bir manzara bizi karşılıyor.

DSC_1351

Kale’den inerken bir kafeye uğruyoruz, sıcacık salep ve çaylarımızı yudumlayıp üşüyen içimizi ısıtıyoruz. Mustafa Bey, sizi otele bırakalım, 1 saat dinlenin sonra da Giresunspor tesislerine geçelim diyor. Şehir merkezinde bulunan ve yeni yapılmış olan Otel Serenti Pamuk’da kalacağız. Küçük ama çok sevimli bir otel. Odama çıkıyorum, duş aldıktan sonra dinlenmek üzere yatağa uzanıyorum. Bir saat çok çabuk geçiyor. Yönetici Ercan Pamuk bizi almaya geliyor ve tesislere doğru yola koyuluyoruz. Takım Adanaspor maçı öncesi kampta. Başkan Mustafa Temel Bozbağ ve diğer yöneticilerle tanışıyor, teknik direktör Erkan Sözeri ile kucaklaşıyoruz. Futbolcular akşam yemeği yiyorlar. Bize de sofraya oturmamız için ısrar ediyorlar. Bu önemli maç öncesi fazla rahatsızlık vermek istemiyoruz ama geri çevirmek de olmaz. Erkan hoca, aşçımızı da transfer ettik diyor. Tavuklu sebze çorbasının, karışık ızgaraların ve tatlıların tadı gerçekten de harika. Adeta lüks bir et restoranındayız. Erkan hocayla takımın durumu ve Adanaspor maçıyla ilgili sohbet ettikten sonra Başkan ve yöneticilerin hoş sürpriziyle karşılaşıyoruz. Üzerlerinde ismimizin yazılı olduğu 28 numaralı Giresunspor forması hediye ediyorlar. İşleri dolayısıyla gelemeyen TRT Spor’daki programımızın diğer yorumcusu Tanju Çolak’ı da unutmamışlar. Bu güzel jest için çok teşekkür ediyor, takımla vedalaşıyor ve yöneticiler Nahid Ramazan Yamak ve İbrahim Özkul ile deniz kenarında çay kahve içmek için tesislerden ayrılıyoruz.

DSC_1378

Giresunspor tesislerinde akşam yemeği.

DSC_1367

Giresunspor Kulübü’nden güzel bir jest.

Ertesi sabah yöneticilerden Ercan Pamuk ve Mehmet Salih Kazancıoğlu bizi otelden alıyor ve şehre tepeden bakan bir başka lokasyona doğru yola koyuluyoruz. Giresun’da pek fazla kahvaltı kültürü yokmuş. Genelde insanlar evde hazırladıkları malzemeleri fırına vererek pide yaptırır ve hafta sonlarında kahvaltıda yerlermiş. Yeni yeni böyle mekanlar açılmaya başlamış. İşte bunlardan biri olan Orta Kahve’de kahvaltımızı güzel bir Karadeniz manzarası eşliğinde yapıyoruz.

DSC_1380

Orta Kahve’de kahvaltı.

Kahvaltının ardından artık Giresun Atatürk Stadı’na gitme vakti geldi. Hava düne oranla daha yumuşak, gökyüzünde mavi kendini daha fazla göstermeye başladı. Maçın başlamasına 1,5 saat kala stada geliyoruz. Dikkatimizi ilk çeken şey zeminin güzelliği. Sportif direktör Mustafa Aydın sahayı maç harici hiç kullanmıyoruz, son haftalarda iyice toparladı diyor. Hem Giresunsporlu hem de Adanasporlu futbolcu arkadaşlarımızla selamlaşıyor ve başarı dileklerimizi iletiyoruz. Tribünde yerimizi aldığımızda Giresunlu futbolseverler bize sevgilerini gösteriyor ve bol bol fotoğraf çektiriyoruz.

stad

Giresunspor teknik direktörü Erkan Sözeri ve idari menajer Mustafa Aydın ile Adanaspor maçı öncesi.

90 dakika sonunda gol sesi çıkmıyor. 1 puana daha çok sevinen taraf kesinlikle Giresunspor. Çünkü daha net pozisyonları yakalayan Adanaspor. Giresunspor’un file bekçisi Eser kalesinde devleşince Devrim ile gittiğimiz maçlarda ev sahibinin yenilmeme istatistiği de devam ediyor. Maça dair daha geniş yorumlarımızı Salı akşamı 19:00’da TRT Spor’daki PTT 1. Lig Analiz programımızda yaparız.

Akşam 22:00’de Trabzon’dan dönüş uçağımız var. Giresunspor Başkanı Bozbağ bir akşam yemeği yiyelim de öyle yola düşün, sizi çok güzel kaşarlı levrek yapan bir yere götüreceğim diyor. Kendimizi bir anda Şoray Balık Lokantası’nda buluyoruz. Balıklardan önce gelen fasulye diblesinden sakarca kızartmasına, mısır ekmeğinden kiraz kavurmasına kadar bir sürü aperatifle neredeyse doyuyoruz. Ama kaşarlı levrek başkanın dediği kadar var. Tam anlamıyla lokum gibi. Harika tadıyla adeta parmaklarımızı yiyoruz. 🙂

şoray balık

Tam ortada kaşarlı levrek. Zengin menüsüyle Şoray Balık Lokantası tavsiye edilir.

DSC_1392

DSC_1399

Giresun’a veda pozu Şoray Balık Lokantası’nın önünde.

Ayrılık vakti geldi. Giresunspor-Adanaspor maçını izlemek için geldiğimiz Giresun’da keyifli iki gün geçirdik. Şehri dolaştık, yöresel yemekleri tattık. Ama hepsinden önemlisi dostlar defterimizin sayfalarına yeni güzel isimleri kaydettik. Başkan Mustafa Temel Bozbağ, yöneticiler Nahid Ramazan Yamak, Ercan Pamuk, Mehmet Salih Kazancıoğlu, İbrahim Özkul, Hasan Usta, idari menajer Mustafa Aydın, teknik direktör Erkan Sözeri, şoför kardeşimiz Süleyman Gün ve ismini hatırlayamadığım diğer tüm dostlara gösterdikleri misafirperverlik için sonsuz teşekkürler. Ev sahiplerinin yazın yine gelin, yaylaya da çıkalım teklifleriyle vedalaşıyor ve Trabzon’a doğru dönüş yoluna koyuluyoruz. Unutmadan, İstanbul’dan gelirken aldığımız fındık siparişleri de tamam. 🙂

fındık

Giresun’dan çifte kavrulmuş normal fındık ve pikola fındık almayı da unutmadık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ALANYA’DAN İSTANBUL’A / TUR 2015

Bana koca bir yılın ne kadar çabuk geçtiğini hatırlatan organizasyonlardan biri daha. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu 2015 ya da Tur 2015. Bu yıl 51. kez düzenleniyor. Dile kolay yarım asır geride kalmış. Bu toprakların en köklü spor etkinliklerinden biri. Kendi adıma çok keyif aldığım bu organizasyonu son 3 yıldır aralıksız takip ettiğimi belirtmeliyim. Son dönemde 2.HC kategorisine yükselinmesinin ardından önemi ve gösterilen ilgi daha da arttı. Bu tabiri çok fazla sevmesem de Türkiye’nin tanıtımında ya da şöyle diyelim daha anlamlı olabilir, bu güzel vatanın tekrar ve en güzel şekilde dünyaya hatırlatılmasında Tur 2015’in katkısı yine çok olacak. Bir kaç önemli detayı birazdan paylaşırım.

DSC_1321

TRT Spor Genel Koordinatörü Abdurrahman Başpınar, Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu ve İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü İbrahim İlhami Koç ile birlikte.

Son yıllarda alışıldık üzere yine Tur’un lansmanı için Çırağan Sarayı’nın muhteşem ortamındayım. Bisiklet ve spor dünyasından dostlarla bir araya gelmenin de mutluluğunu yaşıyorum. Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü İbrahim İlhami Koç, Spor A.Ş. Genel Müdürü İsmail Özbayraktar, Bisiklet Turu Yarış Direktörü Abdurrahman Açıkalın ile hasret gideriyoruz. TRT ailesi de yayın sponsoru olarak lansmanda. TRT Spor Genel Koordinatörü Abdurrahman Başpınar ve İstanbul müdürü Ahmet Fisunoğlu canlı yayın ekibiyle birlikte tanıtımın sporseverlere ulaşması için burada.

DSC_1325

TRT, Tur 2015 boyunca 20 saati aşkın canlı yayın yapacak.

Bu yıl yine TRT yayınlarına ek olarak, Eurosport tarafından da yayınlanacak olan organizasyon Fransa, İngiltere, Almanya, Hollanda, Polonya’dan yorumcular tarafından yarış alanından anlatımlar ile ekrana taşınırken, Türkçe dahil 14 farklı dilde 56 ülkeye ulaşacak. TRT ekranlarında artık klasikleşmiş olarak Levent Özçelik ağabeyi dinleyeceğiz, lansmanda da sunum görevi ona ait.

Bisiklet dünyasında takvim biraz sıkışık. Özellikle de Tur 2015’in düzenleneceği tarihlerde. Sunumdan anladığım kadarıyla bu yıl biraz daha yoğun. Avrupa’nın çeşitli yerlerinde yeni yarışlar da takvime eklenmiş. Dolayısıyla ünlü bisikletçileri buraya getirmek kolay bir iş değil. Organizatörlerin işi bir hayli zor. Daha önce bu coğrafyada pedal çevirmiş ünlü sprinterler Britanyalı Mark Cavendish, Alman Andre Greipel ve Slovak Peter Sagan’ın olup olmayacağı henüz belli değil. Organizasyon 26 Nisan-3 Mayıs arasında düzenlenecek. Alanya’da başlayıp İstanbul’da sona erecek. Daha vakit var yani. İnşallah gelirler.

DSC_1326

Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu lansmanda açılış konuşmasını yapıyor.

21 takım ve 168 sporcunun bir hafta boyunca çetin mücadele vereceği kesin. Geçen yıl çok zorlu geçen Finike-Elmalı etabında Torku Şekerspor takımının aracıyla yarışı takip etmiş ve büyük keyif almıştım. O kadar güzel yerlerden geçiyorsunuz ki anlatamam. Doğaya, tabiata adeta doyuyorsunuz. Tırmanma sırasında sporcuların gösterdikleri performansa olan hayranlığım da bir kez daha artmıştı. Özellikle de Alessandro Petacchi’nin yüz ifadesi bitsin artık bu etap der gibiydi. 🙂

petacchi

İtalyan Alessandro Petacchi, Finike-Elmalı etabında tırmanırken. Ha gayret tabana kuvvet. 🙂

Her spor dalında olduğu gibi bisiklet sporunda da sponsorların katkısı son derece önemli. Tur 2015’e destek sağlayanlar arasında Spor Toto, İddaa, THY, Salcano ve Vestel başı çekiyor. Özellikle THY’nın sağladığı katkının altı çizilmeli. Zira son etap olan İstanbul-İstanbul öncesi bir gece evvel İzmir’den 1200 kişi Boğaziçi’ne taşınacak. Tonlarca malzeme de bu transfere dahil. Böylesine geniş çaplı bir operasyonu organize etmek ve kusursuz bir şekilde sonuca ulaştırmak kolay olmayacak. Geçen yıl her şey mükemmele yakındı. Bu yıl da aynı şekilde olacağına eminim.

DSC_1327

Yarış Direktörü Abdurrahman Açıkalın etaplarla ilgili bilgi veriyor.

Bu yıl etapların bazılarında değişiklikler var. İkisine dikkat çekeyim. Selçuk-İzmir etabında sporcular Vestel’in Manisa’daki fabrikasının içinden de geçecek. Bu gerçekten ilginç olacak. 🙂 Bir diğer değişiklik de İstanbul’da. 3 Mayıs’ta yarış Sultanahmet’ten başlayacak ve yine Sultanahmet’te bitecek. Geçtiğimiz yıllarda Bostancı sahil yolunda finiş oluyordu. Bu yıl bisikletçiler Boğaziçi Köprüsü’nden geçip Altunizade kavşağından geri dönecek ve yine tarihi yarımadada bitiş görecekler. Yani Boğaziçi Köprüsü’nden 2 kez geçilmiş olacak. Pazar günü İstanbulluları trafikte sıkıntılı anlar bekleyebilir ancak yılda bir kez düzenlenen bu organizasyonun tadını sonuna kadar çıkarmalılar bence.

Biz de eşimle yakın zamanda katlanabilir bisikletlerden almayı, ormanda veya sahil yolunda ailecek pedal çevirmeyi istiyoruz. Haydi İstanbullular, haydi bisikletseverler siz de hem sağlıklı yaşam hem de hoşca vakit geçirmek için fırsat buldukça kendinizi bisikletin üzerine atın…

Daha fazla bilgi için Tur 2015‘in resmi internet sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

GELECEĞE UMUTLA BAKMAK: ALTINORDU & İZMİR U12 CUP

Bir sene ne kadar da çabuk geçti. Basın mensupları olarak yine İzmir’deyiz. Altınordu kulübünün organize ettiği, 21 farklı ülkeden 48 takımın mücadele edeceği U12 Cup’ı izleyeceğim. Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelen geleceğin yıldızlarını takip etme fırsatı bulacağım için çok mutluyum. Geçen yıl da buradaydım yani alışkınım, aşağı yukarı beni neyin karşılayacağını, bu organizasyonun geleceğe dair umudumu tazelememi sağlayacağını biliyorum. Bir şeyin altını kalın kalın çizmek gerekiyor; kirlenmiş, kirletilmiş futbol toprağımızda yeşermeye başlayan bir çiçek Altınordu Kulübü. Başta Başkan Seyit Mehmet Özkan olmak üzere tüm ekibin bir gönül işi, bir sevda yolculuğu. Çocuklarımıza sırasıyla iyi birey, iyi vatandaş ve iyi futbolcu olmayı öğretmek istiyorlar. Ben söylemiyorum, bu onların sloganı, olmazsa olmazları. Bu yola baş koymuşlar, bu yolda kafa yormuşlar. Selçuk’ta birbirinden güzel 8 futbol sahasıyla geleceğin yıldızlarını yaratma peşindeler. Altınordu adının geçtiği her köşede bilgili ve tecrübeli insanların son yıllarda yaratmış olduğu kurumsallığı sonuna kadar hissediyorsunuz. Altınordu armasını göğsünde taşıyan tüm gençler çok şanslı. Hem iyi bir okul eğitimi alıyorlar hem de mükemmel bir tesiste ebeveynlerinin, dolayısıyla bu ülkenin gururu birer sporcu olmak için yetiştiriliyorlar.

Medya ilişkileri yöneticisi Ali Ergöçmez tüm güleryüzüyle karşılıyor bizi havalimanında. Öncelikle yol üzerindeki güzeller güzeli Şirince’ye uğruyoruz. Burası diğer şehirlerden gelen gazetecilerle buluşacağımız ve uzun sürecek gün öncesi boş mideleri zengin bir kahvaltıyla dolduracağımız yer aynı zamanda. Uefa şeref üyesi Şenes Erzik ve TFF yöneticisi Arif Koşar’dan, spiker üstadlarımız Ümit Aktan, Tansu Polatkan ve Murat Ünlü’ye kadar bir çok tanıdık yüzle birlikteyiz. Sarılıyoruz, konuşuyoruz, hasret gideriyoruz. Güzel bir kahvaltı, keyifli bir sohbetin ardından çok fazla vakit kaybetmeden tekrar yola düşüyoruz, rota belli, Selçuk Altınordu Futbol Tesisleri.

1428136810856

Devrim Çetin, Serkan Yetkin, Seyit Mehmet Özkan, Ahmet Fisunoğlu, Mahmut Özgener, ben, Yetkin Etkin ve Ali Ergöçmez

2013’te 8 takım, 2014’te 12 takım katılmıştı bu turnuvaya. Bu sayı 1 yılda 4 katına çıktı, tam 48 takımın futbolcuları birbirleriyle kaynaşmak, sevgi ve barış adına güzellikler ortaya koymak için burada. Kazanmak, şampiyon olmak ise arka planda, çünkü onlar yarışmacı olarak yetiştirilmiyor, bunu vurgulamak lazım.

rsm3fb8f rsmcfb7b

Hava güzel, ortam kalabalık ve cıvıl cıvıl. Tam bir panayır yerindeyiz. Oğullarını izlemek için gelen ailelerin tüm ihtiyaçları düşünülmüş. Yiyecek içecek firmaları tesisin değişik köşelerine yerleşmiş, köftecisi, dönercisi, boyozcusu, çaycısı hepsi burada. Hepsi oldukça temiz ve de lezzetli. Özellikle dönerin tadına doyulmuyor. Yeterli sayıda seyyar tuvalet de bir köşede ihtiyaç giderilmesi için bekliyor. 🙂

pamuk

Maç aralarında pamuk şekerler mideye inerken 🙂

 

 

DSC_1295

Döner sırası beklerken

Basının ilgisi de geçen yıllara oranla artmış. Herkes yeni bir yeteneğin keşfini sürerken bir yandan da içerik üretmek için koşturuyor. Ben de TRT Spor’daki programımız PTT 1. Lig Analiz’in yorumcusu arkadaşım Devrim Çetin ve editörümüz Serkan Yetkin ile buradayım. 8 saha arasında mekik dokuyor, maçları izliyor, teknik adam, futbolcu ve yöneticilerle, özetle bu işin başlıca aktörleriyle ayaküstü sohbetler yapıyoruz. TRT Spor’un tüm ekibi de İstanbul müdürümüz Ahmet Fisunoğlu liderliğinde programlarına canlı bağlantılar gerçekleştiriyor, röportajlar ve çekimlerle spor bültenlerini besliyor. Her şey yolunda. 3 gün boyunca çoğunlukla yakıcı güneşin altında tempomuz futbolcu kardeşlerim gibi hiç düşmüyor.

 

Cumartesi akşamı Atatürk Stadı’ndaki oynanan tarihi Karşıyaka-Adana Demirspor maçına da gidiyoruz. Skor inanılacak gibi değil, tam 11 gol izliyoruz. Karşıyaka ilk yarıyı 3-1 yenik kapatıyor ama 90 dakika sonunda 6-5 galip gelerek üç puanın sahibi oluyor. İlk yarı bittiğinde Adana Demirsporlular ayağınız uğurlu geldi diyor, maç bittiğindeyse bu kez aynı argümanı ortaya atanlar Karşıyakalılar.

DSC_1279

Karşıyaka-Adana Demirspor maçına giderken (İzmir-Aydın otoyolu, direksiyonda Hüseyin Özkök)

Üçüncü ve son gün için yine Kuşadası’nda kaldığımız otelden araçlarla alınıyor ve Selçuk’taki tesislerin yolunu tutuyoruz. Artık yavaş yavaş sona gelindi, klasmanlar belli oldu, finalin adı da. Turnuvanın en cool takımlarından ikisi PSG ile Athletic Bilbao son maça çıkacaklar. Bu karşılaşma öncesi boşluktan yararlanıp Devrim Çetin ile birlikte sahalardan birinde oynanan Altınordu-Antalyaspor U19 maçını da izliyoruz.

DSC_1284

Altınordu-Antalyaspor U19 maçındayız

Futbolla dopdolu 3 günün artık sonuna geldik. Ama heyecan henüz bitmedi, son bir 25 dakika daha var. Ortam iyice şenlendi, atmosfer ısındı. Futbol karnavalında final maçı için yerimizi aldık. Tribünler, sahanın etrafı her yer dolu, biz çimlere oturarak izlemeye karar veriyoruz. PSG 1-0 öne geçiyor ancak maçın ortalarında hem tüm oyuncularına şans vermek hem de onlara ne kadar güvendiğini göstermek isteyen A.Bilbao teknik direktörü sahadaki tüm oyuncularını değiştirerek bir anlamda maçın 2-1 lehlerine dönmesini sağlıyor. Maçı 2-1 kazanan İspanyol ekibi şampiyon.

Adsız

Devrim Çetin, Hakan Orhunbilge ve ben

bilbao

Şampiyon Athletic Bilbao’lu çocuklar mutlu

Athletic Bilbao tarafında büyük mutluluk vardı. Bayraklarıyla saha etrafında tur attılar ve sevinçlerini doyasıya yaşadılar. 3 günde 25’er dakikadan 352 maç oynandı ve fileler 1.374 kez havalandı. Dört bine yakın futbolseverin takip ettiği U12 İzmir Cup’ta Athletic Bilbao, 44 puanla mutlu son ulaşırken, 17 maçta tam 35 gol attı.

DSC_1282

Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan bir başkandan da ötesi. Bir futbol dilencisi, gönül adamı, yüzlerce çocuğu olan bir baba

Bir futbol labarotuvarıydı İzmir U12 Cup. Hedefine, amacına ulaşmış bir etkinlik. Başkan Seyit Mehmet Özkan, teknik koordinatör Zafer Bilgetay, sportif direktör Murat Dizdar, yönetici Barış Orhunbilge, medya ilişkiler yöneticisi Ali Ergöçmez ve adını daha sayamadığım onlarca çalışanıyla mükemmele yakın bir organizasyon. Sporu yönetenlerin dillerinden düşmeyen ancak iş icraate geldiğinde sınıfta kaldıkları altyapı konusunda herkese örnek olacak bir oluşuma imza attılar. Başkan Özkan seneye bu turnuvayı daha da büyütmeyi ve 100’e yakın takımı Selçuk’ta ağırlamayı hedefliyor. Çıtayı her yıl biraz daha yukarıya taşımayı istiyor. Ona ve ekibine bu zorlu ancak keyifli yolculuklarında başarılar diliyorum. Gelecek yıl görüşmek dileğiyle…

Daha fazla fotoğraf ve video için Altınordu Futbol Kulübü ve U12 İzmir Cup’ın web sayfasını ziyaret edebilirsiniz.